TAAHAHHÜDÜ İHLAL SUÇU NEDİR?
İcra İflas Kanunu Madde 111 - Borçlu alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt eder ve birinci taksiti de derhal verirse icra muamelesi durur.
Şu kadar ki borçlunun kafi miktar malı haczedilmiş bulunması ve her taksitin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması ve nihayet aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla olmaması şarttır.
Kanun koyucu, takip borçlusunun, borcunu tek seferde ödemekte zorlanabilme ihtimali ve borcun tamamımın ödenmediği müddetçe haciz ve satış işlemlerinin devam edeceği nedeni ile satış işlemlerine geçilmeden borçluya bir miktar ödeme ile icra takibini olduğu yerde durdurabilme imkanı tanımakta ve böylece hacizli malın mülkiyetinin borçlunun elinden çıkmadan belirli taksitlerle icra dosyasına konu borcun tamamını ödeme imkanı tanımaktadır. Bu imkan yukarıda bahsedilen Madde 111 hükmü ile satış talebinden önce borcun ilk taksidinin derhal ödenmek üzere 3 ayda ödenmesi şeklinde olabileceği gibi, borçlu ile alacaklının anlaşması halinde icra dairesinde yapılacak ve taksit miktarlarını diledikleri gibi ayarladıkları bir yazılı taahhüt sözleşmesi ile de olabilmektedir. Ancak İİK madde 111’in borçluya sağladığı fayda alacaklı ile anlaşma şartının bulunmamasıdır.
Taahhüdü İhlal Suçu
Hukuk düzenimizde sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi kişinin özgürlüğünü kısıtlayıcı bir neden değildir ve Anayasamızda bu durum açıkça belirtilmiştir. Taahhüt sözleşmesi ile borçlu, icra dairesinde borcunu ödemeyi üstlenmektedir. Bu sözleşmenin ihlalinin suç olarak tanımlanmasının sebebi ise cebri icralarda devletin otoritesinin korunması ve etkinliğinin sağlanmasıdır.
Madde 340 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 01.06.2005 RG NO: 25832 KANUN NO: 5358/11)
111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez.
Suçun Şart Ve Unsurları Nelerdir?
Taahhüdü ihlal suçlarında görevli mahkeme icra ceza mahkemeleridir, yetkili mahkeme ise icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir. Burada müşteki alacaklılar, sanık ise ödemeleri zamanında yapmayan borçludur.
Taahhüdü ihlal suçunun oluşabilmesi için temel şart, kesinleşmiş ve geçerli bir icra takibinin olmasıdır. Takibe konu borç, para borcu olmalıdır. Taraflar arasında icra takibine konu olmayan bir alacak nedeni ile yapılan taksitlendirmelerin veya ihtiyati hacze ilişkin yapılan taksitlendirmelerin aksaması bu suçu oluşturmayacaktır. İcra dairesinde yapılmayan yahut icra dairesinde onaylatılmayan taahhüt sözleşmelerinin ihlalinde İİK 340 hükmü uygulanamayacaktır. İstisnası, hacizden önce yapılan taahhüt sözleşmelerine ilişkindir. Fiili haciz esnasında alacaklı ile borçlunun anlaşması halinde haciz mahallinde haciz memurunun ve tarafların imzası ile taahhüt anlaşması yapılabilecektir.
İcra takibine konu borca ilişkin ya İİK 111 hükmü gereğince ya da alacaklı ile borçlunun icra dairesinde taksitlendirmeye ilişkin mutabık kalması durumunda bir taksitle ödeme taahhüdü olmalı. Suçun unsurlarının oluşabilmesi için taahhüdün mutlaka yazılı olması gereklidir.
Taahhütte borç miktarı ferileriyle birlikte açık ve net olarak belirtilmeli. Taksitlendirme tarihi, taksit sayısı, faiz, takip masrafları, asıl alacak tutarı gibi borca ilişkin bilgiler ve taksitle ödenecek miktarlar açıkça belirtilmelidir. Borçlu tüm sözleşmeyi şartsız kabul etmelidir.
Borçlunun ödememe halinde makul bir sebebi bulunmamalıdır. Bu makul sebep, doğal afet, hastalık, savaş, ekonomik kriz gibi olağanüstü haller olabileceği gibi borçlunun ekonomik gücünün borcu ödemeye yetmeyeceğinin anlaşılıyor olması da makul sebep sayılabilmelidir.
Suç şikayete tabi olup resen soruşturulamayacaktır. Şikayet, taahhüt sözleşmesini imzalayanlarca yapılmalıdır. Şikayetin, fiilin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde yapılması gereklidir. Şikayetin geri alınması halinde dava düşecektir.
Mahkemece, evrak üzerinden inceleme yapılır. Taahhüt sözleşmesi İİK 111 uyarınca olmuş ise bu hükmün şartlarının yerine getirilip getirilmediği, sözleşmenin yazılı yapılıp yapılmadığının, kesin ve geçerli bir icra takibinin olup olmadığının, sözleşmenin kayıtsız ve şartsız olup olmadığının, alacaklı ve borçlu imzalarının bulunup bulunmadığının, sözleşmede taksitlere ilişkin kesin ve net bilgilerin yer alıp almadığının, taahhüt alacaklı veya vekili veya kanuni temsilcisinin yokluğunda yapılmışsa bir muhtırayla adı geçenlere bu hususun bildirilip bildirilmediğinin incelemesi yapılır. Yine tarafların anlaşması ile yapılan taahhüt sözleşmelerinde de bu hususlar incelenir ve eksiklik olması halinde sanık borçluya ceza verilmeyecektir. Ayrıca sanığın cezai ehliyetinin varlığı, şikayetin yapıldığı tarih de inceleme konusudur.
İİK Madde 340’a göre aynı borç nedeni ile birden fazla taahhüdü ihlal gerçekleşmiş ise de verilebilecek ceza en fazla 3 aydır.
Verilecek ceza ertelenemez veya seçenek yaptırımlara çevrilemez.
Hapis cezası verilen borçlu, borcun tamamını veya o zaman kadar ödemesi gerekli tüm taksitleri ödediği takdirde suçun unsurları ortadan kalkar ve borçlu hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş ise tahliye edilir. Ancak bu ödemelerin muhakkak icra dairesine yapılması gereklidir, alacaklıya direkt ödenmemelidir.