EHLİYETSİZLİĞE DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVALARI
Hukuki işlem ehliyeti, bir kişinin kendi iradesiyle hukuki sonuçlar doğurabilme yani hak edinip borç altına girebilme yeteneğidir. Ehliyetsizlik, kamu düzenini ilgilendirdiğinden hakim tarafından resen gözetilmesi gereken bir nedendir. Ehliyetsizliğin olduğu yerde iradeden bahsedilemeyecektir. Karşı tarafın iyiniyetli olması da o işlemi geçerli kılmayacaktır.
Türk Medeni Kanunu’nda fiil ehliyeti olmayanlardan; ayırt etme gücü olmayanlar, küçükler (ergin olmayanlar) ve kısıtlılar ifade edilmiştir.
Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” Türk Medeni Kanunu madde 13’te ayırt etme gücü bu şekilde ifade edilmiştir.
Davranışlarının, işlemlerinin sebep ve sonuçlarını kavrayabilme ve ayırt edebilme gücü olmayanların hukuki ehliyetinden söz edilemeyecek olup bu kişilerin kendi başına hak kurabilme ve borç altına girebilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Bu kişiler dava açma ve yürütme ehliyetine de sahip değildir.
“Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.” Türk Medeni Kanunu madde 16’da ayırt etme gücü olan küçük ve kısıtlıların yalnızca karşılıksız kazanma ve kişiye sıkı sıkıya bağlı işlemler yapabileceği ve haksız fiillerinden sorumlu olacağı belirtilmiştir. Bu ayrık haller dışında ayırt etme gücü olmayanlar, küçükler ve kısıtlıların fiil ehliyetinden yoksun olmaları nedeni ile borç altına girme ve hak kurabilme yetkileri bulunmamaktadır.
Tapu iptal ve tescil davaları, yolsuz veya usulsüz düzenlendiği iddia edilen tapu kayıtlarının hukuka uygun hale getirilme ve gerçek hak sahibi adına tescili için açılan, taşınmazlar ile ilgili uyuşmazlıkları çözmeye yarayan davalardır. Mülkiyet hakkını koruyucu davalardandır.
Ehliyetsizlik nedeni ile tapu iptal ve tescil davaları ise kişilerin Alzheimer, demans, alkol kullanımı, uyuşturucu kullanımı gibi nedenlerle iradelerinin bulunmadığı zamanlarda yapmış oldukları, tapulu taşınmazlarının tapuda temlik işlemlerinin iptali için açılan davalardır.
EHLİYETSİZLİK NEDENİNE DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVALARINDA UYGULANACAK USUL
A) Taraflar;
Bu davalarda davacı, hukuka aykırı olarak tapu devrinin gerçekleştiği iddia edilen taşınmazın eski kayıt maliki veya mirasçılarıdır. Eski kayıt malikinin ehliyetsizliği devam eden bir ehliyetsizlik hali ise davacı adına vasi tayini yapılarak vasi tarafından dava açılmalıdır. Miras bırakanın ehliyetsizliğine dayanıldığı takdirde bu dava tereke adına açılmalıdır. Mirasçılar, davalı olan kişi murisin mirasçısı değil ise birlikte hareket etmelidir, eğer bir mirasçı bu davayı açmak istiyor ancak diğer mirasçılar davayı takip niyetinde değil ise davayı açmak isteyen mirasçı terekeye temsilci atanmasını talep ederek temsilci vasıtası ile bu davayı açmalıdır. Ancak davalı da murisin mirasçısı ise burada her mirasçı kendi payı oranında talepte bulunabilecektir. Davalı ise tapuda malik olarak görülen kişidir. Tapuda kayıtlı kişi vefat etmiş ise mirasçılarına karşı dava açılmalıdır.
“kural olarak ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davaların pay oranında açılmasına olanak yoktur. Ancak bu ilke üçüncü kişilere karşı açılacak davalar için geçerli olup, mirasçılar arasında görülen davada miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde bulunulmasında usûle aykırı bir yön bulunmamaktadır.” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/18139 E. , 2018/13501 K.)
"ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı iptal-tescil davasının miras payı oranında açılamayacağı gözetilerek öncelikle davaya katılmayan dava dışı mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, ondan sonra hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu, ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenmesi gereğinin ortadan kalkacağı gözetilerek ehliyetsizlik iddiasının öncelikle incelenmesi,” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/2216 E., 2021/2835 K.)
“mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi K: 2020/3302)
B) Süre;
Ehliyetsizlik nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davalarında hem davaların taşınmazın aynına yönelik olması hem de ehliyetsizliğin kamu düzenine ilişkin olup yoklukla sakat olması yani işlemin geçersiz olması nedeni ile hak düşürücü süre veya zamanaşımı yoktur. Ancak tanık delilleri gibi birçok delilin zamanla ulaşılmasının zorlaşması gibi nedenlerle zaman kaybetmeksizin bu davaların açılması faydalı olacaktır.
C) Görev ve Yetkili Mahkeme;
Taşınmazın aynından kaynaklı bu davalar, kesin yetkili yer olan taşınmazın olduğu yer Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılmalıdır.
D) Araştırılması Gerekli Hususlar;
Ehliyetsizlik iddiası ilk incelenmesi gerekli iddiadır. Ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişinin varsa doktor raporları, hasta müşahede kayıtları, film grafileri gibi tüm tıbbi kayıtları dava dosyasına eklenmeli ve dosya içerisine getirilmelidir.
Ehliyetsizliğe sebep olgu dava dilekçesinde detaylı açıklanmalı ve akıl hastalığı veya zayıflığı iddiasında Adli Tıp Kurumundan rapor tanzim ettirilmelidir. Çelişkili raporların mevcudiyeti halinde bu çelişki giderilerek karar verilmelidir. Dava sürecinde hastanın ehliyetsizliği anlaşıldığı takdirde davanın devamı için TMK madde 405 vasi tayini için gerekli işlemler yapılmalıdır.
Taşınmazın kayıt bilgileri toplanmalı, bilirkişi ve keşif delilleri talep edilmeli varsa tanıklardan açıklayıcı ve somut bilgiler alınmalıdır.
ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN HAKLARI
Türk Medeni Kanunumuz tapu kayıtlarının aleni olduğunu (TMK md 1020) ve bu kayıtlara dayanarak işlem yapanların kazanımlarının korunacağını belirtmektedir. (TMK md 1023) Tapu iptal ve tescil davalarında da taşınmazı yolsuz veya usulsüz bir şekilde edinen kişinin iyi niyetli üçüncü bir kişiye bu taşınmazı temlik etmesi halinde iyi niyetli olan yani usulsüzlük/yolsuzluğu bilmeyen veya bilebilecek durumda olmayan kişinin bu kazanımının korunacağı anlaşılmaktadır. Bu korumanın istisnası ile ehliyetsizlik nedeni ile tapu iptal ve tescil davalarında görülmektedir.
11.06.1941 tarihli ve 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme "Mümeyyiz olmayan bir kimse ile hukuki muamelede bulunan diğer akidin bunu bilmeyerek hüsnüniyetle hareket etmiş olması zikri geçen 15. maddenin mutlak ve kat’i sarahati karşısında öyle bir kimsenin tasarrufu üzerine hukuki hükmün terettüp etmesi için kafi değildir. Kanun o gibi temyiz kudretinden mahrum kimselerin esasen hüküm ifade etmeyen tasarrufları hususunda o tasarruftan dolayı hak iddia edenlerin hüsnüniyetlerini himaye etmemektedir." Kararında da açıkça hukuki ehliyeti bulunmayan bir kişinin yaptığı devir işlemi ile bir taşınmazın mülkiyetini edinen kişi iyi niyetli olsa bile onun bu iyi niyeti hukuki ehliyetsizlik karşısında korunamayacağı ifade edilmektedir.
Ehliyetsizlik iddiasına dayalı tapu iptal davaları, mirasçıların hakkını koruyan en önemli hukuki mekanizmalardan biridir. Eğer siz de böyle bir durumla karşı karşıyaysanız, zaman kaybetmeden hukuki destek alarak miras hakkınızı güvence altına alabilirsiniz. Uzman avukatlar aracılığıyla süreci en doğru şekilde yönetebilir ve taşınmazın gerçek sahibi olarak tescil edilmesini sağlayabilirsiniz. **[İzmir Tapu Davaları Avukatı]
Detaylı bilgi ve işlemlerinizin yürütülmesi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Saygılarımızla;
MDK Hukuk ve Danışmanlık