SUÇ ÜSTLENME SUÇU (TÜRK CEZA KANUNU MADDE 270)
Suç Üstlenme Madde 270. – “Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir. Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi halinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir.”
Suç üstlenme suçu, bir kişinin işlenmemiş bir suçu veya bir başkasının işlemiş olduğu suçu kendisinin işlediğini belirterek adli makamları yanıltmasıdır olarak tanımlanabilir. Suçu üstlenme suçunun failinin bu suçu işleme sebebi birden çok olabilir. Örneğin, suçu işleyen gerçek kişiyi korumak isteyebileceği gibi bu kişi ile işbirliği içerisinde de hareket ediyor olabilir, maddi çıkar sağlama gayesi güdüyor olabilir. Sebep ne olursa olsun burada kasıtlı bir şekilde yargı makamları yanıltılmaktadır. Suç üstlenme suçu; TCK’da Adliyeye Karşı İşlenen Suçlar bölümü içerisinde düzenlenmiştir. Burada düzenlenmesinin sebebi ise suçlarda korunan hukuki değeri bize göstermektedir. Suç üstlenme suçunda korunan hukuki değer topluma güvence sağlayan normların korunması ve dolayısıyla adli faaliyetlerin hukuka ve yasalara uygunluğunu sağlanmasının amaçlanmasıdır. Suç üstlenme suçu ile gerçek faillerin cezalandırılmalarının önüne geçme ihtimali bulunması sebebi ile bu hukuki değer üzerinde bir zarar meydana gelmekte ve bu suçtan zarar gören ise devlet olmaktadır.
Suç Üstlenme Suçunun Unsurları;
1) Maddi Unsurlar;
a) Fail:
Bu suç herkes tarafından işlenebilmektedir. Suçu yetkili makamlara bildiren ve üstlenen herkes fail olabilir, özgü suç niteliği yoktur. Bu suçun ihbarı kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere bizzat fail tarafından yapılmalıdır. Üçüncü bir kişinin bu suçu ihbarı halinde (A kişisi B’yi yaraladığını size bildirmemi istedi) iftira suçu gündeme gelebilecek ancak suç üstlenme suçu burada oluşmayacaktır.
b) Mağdur:
Bu suç, prensipte belli bir kişi üzerinde zarar meydana getirmemektedir, üstlenilen asıl suçun mağduru bu suçun mağduru olmayacaktır. Korunan hukuki değer adli işleyişin hukukiliği ve toplumun hukuka olan güveni olması nedeni ile bu suçun mağduru da bu toplumun bireyleridir.
c) Suçun Konusu
Suçun konusu, suça konu hareketin yöneldiği şeydir. Suç üstlenme suçunda suçun konusu ise, yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak bildirilen ve suç teşkil eden fiillerdir. Suç teşkil eden fiiller TCK’da ya da diğer özel ceza yasalarında belirtilmiş olabilecektir. Ancak fiil idari para cezası ya da kabahat gibi suç teşkil etmeyen bir fiil ise burada ortada bir suç olmadığından suçu üstlenme suçu da oluşmayacaktır.
d) Hareket
Yetkili makamlara suçu işlediğini ya da suça iştirak ettiğini bildirmek bu suçun hareket unsurunu oluşturmaktadır.
Yetkili makam ifadesinden; CMK 158’deki ihbar ve şikayeti kabule yetkili makamların kastedildiği öğretideki genel kabuldür. CMK madde 158’de bu makamlardan kolluk makamları, Cumhuriyet Başsavcılıkları, valilik, kaymakamlık ya da mahkemeler, suç yurt dışında işlenmiş ise konsolosluk ve elçilikler olarak bahsedilmektedir.
Gerçeğe Aykırı Bildirimden ise; ilgili bildirimin gerçeği yansıtmaması, gerçekte failin belirtmiş olduğu fiili gerçekleştirmemiş olması anlaşılır. Bu suça bağlanan bir netice yoktur, bu bildirim ile suç üstlenme suçu tamamlanmış olmaktadır. Bildirim sonrasında yetkili makamlarca soruşturma veya kovuşturma başlatılmasına gerek yoktur, bildirimin hangi aşamada yapıldığı da önemli değildir, failin yasalarda suç olarak tanımlanan bir fiili kendisinin işlediğini yetkili makamlara beyan etmesi ile bu suç tamamlanmaktadır.
Suç Üstlenme Suçunun Özellikleri;
· Suçun oluşması için öğrenme değil bildirim aranmaktadır, failin kendisinin yetkili makamlara bildirimi gerekmektedir. Yetkili makamların bildirim harici bir şekilde öğrenmesi halinde suç üstlenme suçu oluşmayacaktır.
· Gerçeğe aykırı bildirim, ilk bakışta gerçeğe aykırı olduğu anlaşılamayacak mahiyette olmalıdır. “Somut olayda, aracı, sanık ... 'ın kullandığının, polis memurları tarafından görülüp tespit edilmesinden sonra diğer sanık ...'nın aracı kendisinin kullandığını beyan etmesinin görevliler üzerinde aldatıcı niteliğe haiz olmadığından sanıkların unsurları itibariyle oluşmayan suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde karar verilmesi … BOZULMASINA …” (Yargıtay 8.CD.E: 2017/21069, K: 2020/544)
· Bu suçlarda özgü suç niteliği yoktur, özgü failli suçların üstlenilmesi de suç üstlenme suçunun tipikliğinin oluşmasına engel değildir, örneğin zimmet suçu sadece devlet memurları tarafından işlenebilir ancak devlet memuru olmayan kişi bir zimmet suçunu işlediğini bildirmiş ise burada da suç üstlenme suçundan bahsedilebilecektir.
· Bu suç sadece icrai hareketlerle işlenebilir, ihmali hareketlerle işlenemez.
· Cebir, şiddet, tehdit, korkutma nedenleri ile suçu üstlenen kişi TCK madde 28 uyarınca cezalandırılmayacaktır. Burada, suç üstlenmeye zorlayan kişi suç faili olacaktır.
· Bu suç, kişinin bildirim yapmaktan vazgeçtiği zaman dilimi noktasında tespit yapılamaması, kişinin niyetinin cezalandırılamaması ve bildirimle suçun tamamlanması dikkate alındığında teşebbüse uygun değildir. Ancak bildirim sonrası bu bildirimden dönme halinde TCK 62 uyarınca indirimden bahsedilebilecektir.
· Üstlenilen suçun gerçek faili ile suçu üstlenen arasında suç üstlenmeye ilişkin bir anlaşma yapılmış ise burada gerçek fail azmettiren olarak sorumlu olacaktır. Suç üstlenmesi konusunda ricada bulunması gibi durumlarda da iştirak ilişkisi mevcut olacaktır.
2) Manevi Unsur;
Bu suçun manevi unsuru kasttır. Bu suçun tamamlanabilmesi için failin amacının veya saikinin ne olduğunun bir önemi yoktur.
3) Hukuka Aykırılık Unsuru;
Suç isnadı altında olan kişinin, soruşturma ve/veya kovuşturmada susma hakkı ve gerçeği söyleme konusunda zorlanamaması bağlamında değerlendirerek, soruşturma ve/veya kovuşturmada suç isnadı altında olan kişinin gerçeğe aykırı bildirimle gerçekte işlemediği suçu işlediğini söylemesi halinde suç üstlenme suçunun oluşup oluşmadığı noktasında farklı görüşler mevcuttur. Doktrindeki baskın görüş, bir soruşturmada şüpheli ya da kovuşturmada sanık olan kişinin susma hakkı ve gerçeği söylemeye zorlanamaması ve yalan söylemeye hukuki bir sonuç bağlanmaması uyarınca suç ithamı altında olan kişinin gerçeğe aykırı şekilde suçu işlediğini söylemesi suç üstlenme suçuna vücut vermeyeceğidir. Ancak aksinin savunan birçok yazar ve görüş de bulunmaktadır.
İçtima Hükümlerinin Uygulanabileceği Haller;
· Sahte kimlik düzenlenerek bir suç üstlenmiş ise burada hem suç üstlenme suçu hem de resmi belgede sahtecilik suçu gündeme gelecektir.
· Kişi bir suçu işlediğini belirtmesinin yanında üçüncü bir kişinin de bu suçu işlediğini belirtiyorsa burada hem iftira hem de suç üstlenme suçları yönünden gerçek içtima kurallarının geçerli olacağı ve failin iki suçtan da cezalandırılacağı belirtilmektedir.
· Suç üstlenme suçu gerçek failin suçunun üstlenilmesi nedeni ile suçluyu kayırma suçuna ilişkin de özellikler barındırmasına karşın suçluyu kayırma suçu genel nitelikli bir suçtur, suç üstlenme ise daha özel nitelikli bir suçtur bu nedenle burada içtima hükümleri olmamalı, daha özel nitelikli olan suç üstlenme suçundan hüküm kurulmalıdır. Ancak Yargıtay GK 28.11.2019 tarihli ve E. 2015/15-489, K. 2019/682 sayılı kararında bu iki suç arasında fikri içtima olduğu ve daha ağır olan suçluyu kayırma suçunun meydana geldiği belirtilmiştir.
· Kişi, işlenmemiş bir suçu üstlenmiş ise burada hem suç üstlenme suçu hem de suç uydurma suçu tek fiil ile işlenmiş olduğundan fikri içtima söz konusu olabilecektir.
Cezayı Etkileyen Nedenler
TCK’nin 270. maddesinin 2. Cümlesinde cezada indirime veya cezanın kaldırılmasına gidilebilen haller belirtilmiştir. Bu madde uyarınca suç üstlenme suçunun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi halinde verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi ceza tamamen de kaldırılabilir. Bu maddede cezada şahsi indirim ya da şahsi cezasızlık hallerinin hangi akrabalık durumlarında uygulanacağı sayılı şekilde belirtilmiş olup bu kişiler kıyas yolu ile artırılamayacaktır. Ancak kanun koyucu cezada şahsi indirim ya da şahsi cezasızlık halinin mi uygulanacağı noktasında hakime takdir hakkı tanımıştır. Hakim takdir hakkını ceza vermeme yönünde kullanırsa, CMK’nin 223. maddesinin 4. fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı kararı verecektir. Diğer akrabalık hallerinde ancak TCK 61 uyarınca takdiri indirim gündeme gelebilecektir.
Muhakemeye İlişkin Bilgiler
TCK madde 270 uyarınca bu suçun cezası 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Cezanın alt sınırı kanunda belirtilmemişse de süreli hapis cezaları 1 aydan az olamayacağı için cezanın alt sınırı 1 ay olacaktır. Verilen hapis cezası 1 yıldan az olursa bu ceza TCK madde 50 uyarınca seçenek yaptırımlara çevrilebilir buna imkan yok ise TCK 51 uyarınca cezanın ertelenmesine karar verilebilir.
Bu suç, takibi şikayete tabi olmayan resen soruşturulan suçlardandır. Ancak bu suç yurtdışında işlenmiş ise TCK’nin 11. maddesinin 2. fıkrası uyarınca bu suçun kovuşturulması, suçtan zarar görenin ya da yabancı hükümetin şikâyetine bağlıdır. Suç üstlenme suçu, tarafların anlaşarak yargılamayı sona erdirebilmelerine imkan tanıyan uzlaşma prosedürüne uygun bir suç değildir, uzlaşma hükümleri uygulanamayacaktır. Bu suçlara ilişkin yargılama basit yargılama şeklinde görülebilir. Görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. Ceza zamanaşımı 10 yıl, dava zamanaşımı 8 yıldır.
CMK madde 231 şartları mevcut ise bu suçlar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da karar verilebilir.
Adli makamlara gerçeğe aykırı beyanla bir suçu işlediğini bildiren kişiler, hakkında bildirmiş olduğu suç uyarınca yapılan yargılamada adli kontrol, tutuklama, gözaltına alma gibi tedbirler uygulanmış ise bu sebepler nedeniyle maddi manevi ortaya çıkan zararları için CMK madde 144/e uyarınca tazminat talebinde bulunamayacaklardır.